Erkeklerin, kadınlar karşısında kendini yüceltme sendromu olarak tanımlanan “Mansplaining” kavramsal olarak yeni olsa da aslında kavramın kendisi insanlık tarihi kadar eskidir. Toplumsal cinsiyet sorununun modern dönem tezahürü olan mansplaining kadınların uzmanlıklarını yok saymakla birlikte, sözlerinin de sık sık kesilmesini ifade etmektedir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin temelinde patriyarkal kültür yatmaktadır. Erkek aklını üstün tutan patriyarkal kültür, kadının her konuda bir erkek tarafından yönetilmeye ve yönlendirilmeye ihtiyacı olduğunu savunmaktadır. Kadının yeri evi olarak görülerek ev içi emekten sorumlu tutulsa da burada dahi erkek açıklamasına maruz kalmaktan kaçamamaktadır. Örneğin hayatında hiç yemek yapmamış bir erkek, evde sürekli yemek yapan kadına akıl vererek eleştirmekten çekinmemektedir. Patriyarkal kültürü reddederek, toplumsal cinsiyet eşitliğini savunan bu kitapta sözü kesilen, söyledikleri görmezden gelinen kadınların sorunlarına bir nebze de olsa ışık tutabilmek amaçlanmıştır. Zira kadınlar, içinde bulundukları bu durumu tanımlama konusunda eksiklik yaşamaktadır. Ayrımcılığın dilde başladığını savunan bu kitapta erkeklerin yoğun olduğu mesleklerden biri olan mühendislik alanındaki kadınların deneyimlerine başvurulmuştur.
Erkeklerin Yoğun Olduğu Mesleklerde İletişimsel Bir Davranış Biçimi Olarak “MANSPLAINING”
170.00 ₺ 119.00 ₺
Yazar | |
---|---|
Yayınevi | |
Basım Tarihi | |
Basım Yeri | |
Boyut | |
Sayfa Sayısı |