Annelik konusunda yapılan tartışmalar yoğunluktayken çocuksuzluk meselesi ya yeterince tartışılmıyordu ya da çoğunlukla annelik kavramı üzerinden konuşuluyordu. Bu çalışmanın amacı ise annelik kavramı ve kavrama dair açmazları çalışmanın problematiği olan toplumsal cinsiyet ve cinsiyetçiliğin eleştirisi üzerinden tartışmaktır. Kutsallaştırılan ve yüceltilen annelik kavramı, kadın kimliğinin doğal ve eşsiz bir parçası olarak addedilir ve bu nedenlerle eleştirilmesi güç bir pozisyonda yer alır. Geleneksel toplumdan postmodern topluma ataerkil sistem, cinsiyetçilik ve heteroseksizm meşrulaşmış; birinci ve ikinci dalga kadın hareketlerinin muhalefeti ile karşılaşmıştır. Ancak toplumsal dönüşme ve kazanımlara rağmen kapitalizm ile ittifak içinde olan ataerkil sistem, muhalefeti de içine katarak annelik rolünü kadın kimliğinin en muteber rolü olarak, pekiştirmiştir. Dolayısıyla toplumsal cinsiyetin yeniden üretimi bağlamında annelik, cinsiyetçi hegemonya dâhilinde yeniden üretilmektedir. Bu kapsamda, bilinçli\ bilinçdışı olarak tutum ve davranış arasındaki çelişkileri açıklayan çelişik duygulu cinsiyetçilik, eril tahakküm, örtük taraflılık ve cinsiyetçi ikiyüzlülük kavramları; annelik kavramı ekseninde cinsiyetçi hegemonyanın yeniden üretimini tartışmayı mümkün kılan önemli bilimsel kavramlardır.
BİYOLOJİK SAATİ BOZUK KADINLAR – Toplumsal Cinsiyetin Yeniden Üretimi Bağlamında Annelik Kavramının Eleştirisi
200.00 ₺ 140.00 ₺
Basım Tarihi | |
---|---|
Basım Yeri | |
Boyut | |
Sayfa Sayısı | |
Yazar |
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.